Anarşizm: Sıkça Sorulan Sorular |8| Bölüm A.1.4 Anarşistler Sosyalist Midir?

 Evet. Anarşizmin tüm formları kapitalizme karşıdır. Bunun sebebi kapitalizmin baskı ve sömürüye dayanmasıdır. (bkz. Bölüm B ve C ) Anarşistler, "ürettikleri ürünlerinin bir yüzdesini alacak bir efendileri olmadıkça insanların birlikte çalışamayacağı fikrini" reddeder ve anarşist bir toplumda "işçilerin kendi düzenlemelerini yapacaklarını, işlerin ne zaman, nerede ve nasıl olacağına karar vereceklerini" düşünürler. Böyle yaparak çalışan kimseler kendilerini ''kapitalizmin korkunç esaretinden'' kurtaracaklardır. (Voltairine de Cleyre, ''Anarchism'', Exquisite Rebel, sy. 75 ve 79) (Burada anarşistlerin, feodalizm, Sovyet tarzı ''sosyalizm'' – ''devlet kapitalizmi'' olarak adlandırmak daha doğru olacaktır –, kölelik vb. dahil olmak üzere tahakküm ve sömürüye dayalı tüm ekonomik biçimlere karşı olduklarını vurgulamalıyız. Kapitalizme odaklanıyor olmamızın sebebi onun şu anda dünyaya hakim olan küresel iktisadi model olmasıdır.) 

 Proudhon ve Kropotkin gibi toplumsal anarşistlerin yanı sıra Benjamin Tucker gibi bireyci anarşistler de kendilerini ''sosyalist'' olarak tanımlamıştır. Bu tanımlamanın gerekçesi açıktır; Kropotkin'in klasik eseri ''Modern Bilim ve Anarşizm''de ortaya koyduğu gibi '' Sosyalizm geniş, genel ve gerçek anlamıyla -emeğin sermaye tarafından sömürülmesini ortadan kaldırma çabası olarak- anlaşılacak olursa, anarşistler o zamanın sosyalistleriyle el ele yürüyorlardı.'' (Evolution and Environment, sy. 81) Ya da Tucker'ın sözleriyle, "Sosyalizmin temel iddiası, emekle üretilenin üreticinin kazancı olması gerektiğidir." Bu, her ikisi de sosyalist düşüncenin okulu olan devlet sosyalizmi ve anarşizmin üzerinde anlaşmaya vardığı bir prensiptir.'' ( The Anarchist Reader, sy. 144) Bu nedenle, ''sosyalist'' kelimesi başlangıçta ''bireyin ürettiği şeye sahip olma hakkına inanan herkesi'' içerecek şekilde tanımlanmıştır. ( Anarchy: A Journal of Desire Armed, no. 34 - (Lance Klafta, ''Ayn Rand and the Perversion of Libertarianism'') Sömürüye (ve tefeciliğe) olan bu muhalefet, tüm anarşistler tarafından paylaşılır ve onları sosyalist bayrağın altına yerleştirir. 

 Çoğu sosyalist için, "emeğin meyvelerinden mahrum kalmamanın tek garantisi, üretim araçlarına sahip olmaktır." (Pyotr Kropotkin - The Conquest of Bread, sy. 145) Bu nedenle, örneğin Proudhon, birlikte çalışan her bireyin şirketin mülkiyetinde bölünmemiş bir paya sahip olduğu işçi kooperatiflerini desteklemiştir. Kazançlara ve kayıplara ortaklaşa iştirak etmek kolektif gücü az sayıda yönetici için bir kar kaynağı olmaktan çıkarıp tüm işçilerin malı haline getirir. (The Genaral Idea of The Revolution, sy. 222,223) Bu nedenle, emeğin sermaye tarafından sömürülmesine son verilmesini istemenin yanı sıra, gerçek sosyalistler, üreticilerin üretim araçlarına sahip olduğu ve bunları kontrol ettiği (hizmet sağlayan işyerleri de dahil olmak üzere) bir toplumu da arzularlar. Üreticilerin bunu nasıl yapacakları, anarşist ve diğer sosyalist çevrelerde tartışmalı bir noktadır, ancak bu arzu hala ortaktır. Anarşistler, doğrudan işçi denetimini veya işçi birliklerinin ya da komünün mülkiyetini tercih ederler. (Farklı anarşizm türleri hakkında bölüm A.3'e bakın).

 Ayrıca anarşistler, sömürücü olduğu kadar otoriter olduğu için de kapitalizmi reddederler. Kapitalizmde işçiler üretim sürecini kendileri yönetmezler ve emeklerinin ürünü üzerinde kontrolleri yoktur. Böyle bir durum, herkes için eşit özgürlüğe pek dayanmadığı gibi sömürüden ayrışmış olmaktan uzaktır ve anarşistler buna karşı çıkarlar. Bu bakış açısı en iyi biçimde, Proudhon'un (hem Tucker'a hem de Bakunin'e esin kaynağı olan) anarşizm ve üretimle alakalı şu ifadelere yer verdiği çalışmasında bulunmaktadır: ''Kapitalist mülkiyet  ve ücretli emek sistemi dünyanın her bir yerinde sona . erdirelecektir. İşçi, ya kapitalist işverenin bir çalışanı ya da üretim sürecinde doğrudan katılımcı ve kontrolcü kimse olacaktır. İlk durumda işçi boyun eğdirilir, sömürülür: onun kalıcı koşulu itaattir. İkinci durumda, bir insan ve vatandaş olarak saygınlığını yeniden kazanır. Daha önce kölesi olduğu üretici örgütün aktif bir parçasını oluşturur. İşçiler arasında bir örgütlülük gereklidir, bu olmadan astlar  ve üstler ilişkisi devam edecek, özgür ve demokratik bir topluma aykırı olan efendi ve ücretli işçi kastı sürecektir. (Op. Cit. sy. 233, 215-216)

 Bu nedenle tüm anarşistler anti-kapitalisttir. (''Emek, ürettiği servete sahip olsaydı, kapitalizm olmazdı.'') (Alexander Berkman - What Is Anarchism? sy.44) Örnek vermek gerekirse, liberalizmden en çok etkilenmiş anarşist olarak (bunu daha sonra tartışacağız) Benjamin Tucker fikirlerini ''Anarşist Sosyalizm'' olarak adlandırmış ve ''tefecilik, faiz, rant ve kar alıcılığı'' üzerine kurulu olduğunu belirttiği kapitalizmin aleyhinde yer almıştır. Tucker, anarşist, kapitalist olmayan bir serbest piyasa toplumunda, emeğin kendi doğal kazanımını güvence altına alacağı, yani üretimden elde ettiği ürünün tam karşılığını kazanacağı için kapitalistlerin gereksiz hale geleceğini ve emeğin sermaye tarafından sömürülmesinin sona ereceğini düşünmüştür. ( The Individualist Anarchists, sy. 82,85) Böyle bir ekonomi, karşılıklı bankacılığa, kooperatifler, zanaatkarlar ve köylüler arasında serbest ürün mübadelesine dayanacaktır. Bireyci anarşistler için kapitalizm, kapitalistlerin çalışan insanlar üzerinde avantaja sahip olmasını sağlayan ve böylece emekçilerin kar, faiz ve rant yoluyla sömürülmesini sağlayan çeşitli yasalar ve tekeller tarafından karakterize olduğundan gerçek bir serbest piyasa değildir. (Daha detaylı bir tartışma Böüm G'de yer almaktadır.) Baş-egoist Max Stirner bile kapitalist topluma karşı onu ve onun çeşitli ''hayaletlerini'' küçümsemekten başka bir duyguya sahip değildi; kapitalizm O'nun için özel mülkiyet, rekabet, işbölümü ve benzeri gibi kutsal veya dini olarak görülen fikirler anlamına geliyordu. 

 Dolayısıyla anarşistler kendilerini sosyalist olarak görürler, ancak sosyalizmin özgül bir türü - liberter sosyalist - . Bireyci anarşist olarak Joseph A. Labadie bunu (hem Tucker hem de Bakunin'in fikirlerini yankılatarak) şöyle ortaya koyuyor: ''Anarşizmin sosyalizm olmadığı söyleniyor. Bu bir hatadır. Anarşizm gönüllü sosyalizmdir. İki tür sosyalizm vardır; erkçi ve anarşist, otoriter ve özgürlükçü, devletli ve özgür. Gerçekten de, toplumsal iyileşmeye yönelik her önerme, birey üzerindeki dış irade ve güçlerin kuvvetini ya artırmak ya da azaltmak üzerinedir. Bu kuvvet arttığı ölçüde erkçi, azaldığı ölçüde anarşisttir. (Anarchism: What It Is and What It Is Not) 

 Labadie birçok kez ''bütün anarşistler sosyalisttir, ancak tüm sosyalistler anarşist değildir'' demiştir. Tam da bunu destekler biçimde Daniel Guerin'in ''Anarşizm gerçekten sosyalizmle eşanlamlıdır. Anarşist, öncelikli amacı insanın insan tarafından sömürülmesini ortadan kaldırmak olan bir sosyalisttir.'' sözü, ister toplumsal ister bireyci kamp tarafından olsun, anarşist hareketin tarihi boyunca yankılanmıştır. (Anarchism sy. 12) Haymarket Olayı şehitlerinden Adolph Fischer, aynı gerçeği ifade etmek için Labadie ile neredeyse tamamen aynı ifadeleri kullanmıştır; '' Her anarşist bir sosyalisttir, ancak her sosyalist mutlaka bir anarşist değildir.'' Bunun yanı sıra anarşist hareketin '' komünist anarşistler ve Proudhoncu veya orta-sınıf anarşistleri'' olarak iki fraksiyona bölündüğünü belirtmiştir. (The Autobiographies of the Haymarket Martyrs, sy. 81)

 Dolayısıyla, toplumsal ve bireyci anarşistler birçok konuda - örneğin, gerçek, yani kapitalist olmayan bir serbest piyasanın özgürlüğü en üst düzeye çıkarmanın en iyi yolu olup olmayacağı - anlaşamasalar da, kapitalizme sömürücü ve baskıcı olarak karşı çıkılması ve anarşist bir toplumun, tanımı gereği, ücretli değil, ortak emeğe dayanması gerektiği konusunda hemfikirdirler. Yalnızca ortak emek, çalışma saatleri içinde birey üzerindeki dış irade ve güçlerin kuvvetini azaltacaktır ve işin bu şekilde çalışanların özyönetimi ile yönetilmesi, gerçek sosyalizmin temel idealidir. . Bu bakış açısı, Joseph Labadie'nin sendikanın "örgütlenme yoluyla özgürlüğü kazanmanın bir örneği" olduğunu ve "sendikasız işçinin, sendikalı işçiye kıyasla işverenin çok daha fazla kölesi olduğunu" iddia etmesinde görülebilir. (Different Phases of the Labour Question)

 Fakat kelimelerin anlamları zamanla değişir. Bugün ''sosyalizm'' neredeyse her yerde ve her zaman, tüm anarşistlerin özgürlüğün ve gerçek sosyalist ideallerin reddi olarak karşı çıktığı bir sistem olan devlet sosyalizmine karşılık gelir olmuştur. Tüm anarşistler, Noam Chomsky'nin bu konudaki şu ifadesine katılacaktır: '' Sol, Bolşevizm'den ibaret anlaşılsaydı kendimi soldan kesin olarak ayırırdım. Lenin, sosyalizmin en büyük düşmanlarından biriydi.'' (Marxism, Anarchism, and Alternative Futures, sy. 779)

 Anarşizm, Marksizm, Sosyal Demokrasi ve Leninizm fikirlerine sürekli muhalefet içinde gelişti. Lenin'in iktidara gelmesinden çok önce, Mihail Bakunin, Marx'ın devletli sosyalizm fikirlerinin uygulanması halinde ''tüm despotik hükümetlerin en kötüsünü'' kuracak olan ''kızıl bürokrasiye'' karşı Marx'ın takipçilerini uyarmıştı. Gerçekten de, Stirner, Proudhon ve özellikle Bakunin'in yapıtlarının tümü, devlet sosyalizminin dehşetini büyük bir doğrulukla öngörmektedir. Ayrıca anarşistler,  Rusya'daki Bolşevik rejimine karşı ilk ve en sesli eleştirmenler ve muhalifler arasındaydılar. 

 Tüm bunlara rağmen, sosyalist oldukları için anarşistler bazı Marksistlerle belli başlı ortak fikirleri paylaşırlar. (Leninistlerle hiçbir ortak görüşleri bulunmaz.) Hem Bakunin hem de Tucker, Marx'ın emek-değer teorisinin yanı sıra kapitalizm analizini ve eleştirisini kabul etmiştiler. (bkz. Bölüm C)  Marx'ın bizzat kendisi, Max Stirner'in, Marx'ın ''kaba komünizm'' ve anarşistlerin ''devlet sosyalizmi'' olarak nitelendirdiği şeyin muazzam bir eleştirisini içeren ''Biricik ve Mülkiyeti'' (The Ego and Its Own) adlı kitabından büyük ölçüde etkilenmişti. Marksist hareketin toplumsal anarşizme (özellikle toplumsal anarşizmin anarko-sendikalist koluna) çok benzer görüşlere sahip unsurları da vardır. (Anton Pannekoek, Rosa Luxemburg, Paul Mattick ve Lenin'den çok uzak olan diğerleri.) Karl Korsch ve diğerleri, İspanya'daki anarşist devrimden büyük bir sempati besleyerek bahsetmiştiler. Marx'tan Lenin'e kadar pek çok fikri süreklilik vardır, ancak aynı Marx'tan Lenin ve Bolşevizm'i sert bir şekilde eleştiren ve fikirleri anarşizmin toplumsal hiyerarşiden sıyrılmış özgür bireylerin birliği arzusuna yakın olan daha Liberter Marksistlere kadar da fikri süreklilikler bulunur.

 Bu nedenle anarşizm temelde, genellikle ''sosyalizm'' olarak tanımlanan şeye (yani devlet mülkiyeti ve kontrolü) doğrudan karşıtlık içinde olan bir sosyalizm biçimidir. Anarşistler, birçok kişinin ''sosyalizm'' kelimesiyle ilişkilendirdiği ''merkezi planlama'' yerine bireyler, işyerleri ve topluluklar arasında serbest birlik ve işbirliğini savunurlar ve bu nedenle devlet ''sosyalizmine'' ''devletin tek ücret ödeyici ve insanların ücretli birer çalışan'' olduğu bir devlet kapitalizmi modeli olması gerekçesiyle karşı çıkarlar. (Benjamin Tucker, The Individualist Anarchists, sy. 81) Dolayısıyla anarşistler, Marksizm'i (çoğu insanın sosyalizm olarak düşündüğü şeyi) büyük Sosyalist Partinin Sosyal-Demokrat fraksiyonunun şimdi sosyalizmi indirgemeye çalıştığı devlet kapitalizmi fikri olarak değerlendirir ve reddeder. (Peter Kropotkin, The Great French Revolution, vol. 1, sy. 31) Marksizm'in, ''merkezi planlama'' ve Devlet Sosyalizmi/Kapitalizminin sosyalizmle özdeşleşmesine yönelik anarşist itiraz H bölümünde tartışılacaktır. 

 Devlet sosyalistleriyle olan bu farklılıklar nedeniyle ve kafa karışıklığını azaltmak için çoğu anarşist, anarşistlerin sosyalist olduğu zaten genel olarak kabul edildiğinden kendisini  ''anarşist'' olarak adlandırır. Fakat, ABD'de sözde ''liberteryen'' sağın yükselişiyle birlikte, bazı kapitalizm yanlıları kendilerini ''anarşist'' olarak adlandırmaya başladılar ve bu yüzden bu yazı serisinde bu karışıklığı önlemek için emek harcayarak bu konunun üzerinde çalıştık. Tarihsel ve mantıksal olarak anarşizm, anti-kapitalizmi, yani tüm anarşistlerin üzerinde anlaştıkları bir şey olan sosyalizmi ima eder ("Anarko"- kapitalizmin neden anarşist olmadığına dair daha kapsamlı bir tartışma için bkz. Bölüm F)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çeviri | CrimethInc. - Siyasetin Bok Gibi Sıkıcı

Kitap İncelemeleri 2 | Raoul Vaneigem - Gençler İçin Hayat Bilgisi El Kitabı